20 Temmuz 2011 Çarşamba

zamanın beni sancıya mıhladığı yerden bildiriyorum.

        IIIIIıııııı evet sayın seyirciler burda çıglık rüzgarları esiyor, kalbim 32 diş darbesiyle çırpınıyor. neyse meclisten son gelişmeler geliyor yonetmenimden, aşk ve güven meclisi birbirine karıştırmış..


           "Korku, çekinme ve kuşku duymadan inanma ve bağlanma duygusu, itimat." diyor güven için TDK. Ben henüz güven dolu bir ilişki,aşk,sevgi vs. ne yaşamışım ne de yaşandığına tanık olmuşumdur.. İki zıt duyguyu aynı anda yaşamak ya da yaşadığına inanmak nekadar büyük bir ironidir. Aklın mantalite sınırlarını zorluyor adeta, ama bütün insanlık buna inanmış biçimde kendilerini kandırıyorlar..Misal "askım sana cok guvenıyorum." bebeğim sana güvenim sonsuz.." ,"tabi ki istediğini yapabılırsın, sen en doğrusunu bilirsin" gibi binlerce klişe laf sayabilirim..Cocuklugumuzdan beri anne ve babamızın sözleride mi gelmez hiç aklınıza ? "Sana güveniyorum fakat ortama güvenmiyorum.".. İnsan beyni güvenmeye değil, kurmaya odaklıdır.. inkar eden anca hayallerinde yaşar, hadi ben yalan söyluyorum.
“Garip değilmi? Yüzüne gülecek kadar dost sandığın kişiler, aslında arkandan konuşacak kadar yüzsüzler.” Freud
“Dostlarınıza bir gün düşmanınız olabileceklermiş gibi, düşmanlarınıza ise bir gün dostunuz olabileceklermiş gibi davranın.” G. Bernard Shaw

"Bir sürü dostunun içinde elbet düşmanların olacak ama unutma ki onca düşmanın içinde belki seni dostun vuracak." Maksim Gorki

“Herkes aya benzer, kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır.” Mark Twain

Nediyordum hea ben yalancıydım.. E anacım bukadar taşşaklı adamlarda mı yalancı yahu..kimse kimseye sana guvenıyorum demesın götümle güler, yanaklarımla kahkaha atarım.. 

Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi.diyor yine TDK. yani güvene de, karşındakine de inanmak gerekmiyor.Niye gereksin ki abi, hepimiz yalanlar söyluyoruz, hepimiz pis şeyler yapıyoruz.. biz bu kadar kötü olurken karşımızda ki insana aşık olmak için neden güven arıyalım ki? 
en iyisi insanlar dürüst olsun, ağızlarına gelenleri söylesinler..
kendimi övmek için söylemiyorum zira bu sizin için övülünücek bir şey değil zaar.. çevremde kimi kaybettiysem yüzlerine aklıma gelen herşeyi söylediğim için kaybettim,mutlu muyum bilmem lakin rahat olduğum kesin.Seni aklıma gelenleri soyledıgım veya acı gerceklerı yuzune soyledıgım ıcın kaybetmıyecegım,çünkü ben seni tanıyorum senin işin gerçeklerle, sen çevrende sana peri masalları anlatan insanların olmasından hoşlanmıyorsun..
bırak ben senin yanında ölene kadar gerçekleri kulagına fısıldıyım, yeri gelınce sinirlen,yeri gelınce hayvan de,yeri gelince bir hafta konusma, yeri gelince ders al ama hiç korkma benden sana zarar gelmez ki benim fikrim neyse zikrim de o dur. Siyah acıdır, yalnızdır ama gerçektir, candır..

12 Nisan 2011 Salı

elma yedikte bunlar geldi başımıza demek isterdim ama ayva imiş.

    Son zamanlar da ilginçtir, hayatım komple değişirken sadece  yukardan bakıyorum. Tepkisizim herşeye, insanlarla konuşmanın mutluluk vermediği, seviştikten sonra sigaradan hoşlanmadığım zamanlar bunlar.. Fakat bu olayların hiçbir nedeni yok sorun da bu... Zaman kavramının altında yattığımı hisediyorum, hoşlanmıyorum ondan fakat zorunda olduğum için yatıyorum.. Yelkovan ve akrep kavuşmasınlar hiç..

    Dışardan ilişkileri izliyorum, evet dün isimsiz iki kahramanımızı izledim. Kız işten yorgun bir halde geldiğinde çocuk kızın ayaklarını yıkıyor, ayakta zor duran hatun ve onun ayaklarını yıkıyan çoçuk inceden gülüşüyorlar, mutlu görünüyorlar. oysa kız başkalarıyla flört edip, onlarla birlikte oluyor, çok üzüldüm çocuğa gördüğüm en temiz insanlardan diyebilirim..Bu anılar, bu olaylar kendi kendime sorular sormama sebep olmuştu. Kız neden böyle idi? Aradığı şey ne idi? Acaba doyumsuzluk bu kadar insanları kötü yapabılıyor muydu? Acaba doyumsuzluk insani bu kadar acımasız yapabiliyor muydu ?

    21.yy ilişkileri ne kadar acıdır yahu. Eski aşklar kalmadı diyen büyüklerimize saygılar..Evet kalmadı en büyük nedeni kolay erişebilirlik sanırım, istediğimiz herşey bir enter uzağımızda, hiçbirşey için çaba harcamıyoruz ve bu yüzdendir ki hiçbirşeyi kendimize ait hisetmiyoruz..Eli ayağı düzgün bir insanın istediği kişiyle çat diye flört edip, çat diye sıkıldığı zamanlar bunlar.. aaa lütfen üzülmeyin daha durun çocuklarınız olduğunda, tahta kazıkla daha yakın olucaksınız..Onlar için üzülmekteyim, biz 10 yıllık internet ve telefon yaşantısında bukadar dejenere olduysak. Ey Ademoğlu spermlerin ne yapıcak acaba?

   

26 Şubat 2011 Cumartesi

-mışlı, -mişli şeyler.

aşık-mış gibi yapıp, pislik ilişkiler yaşıyan insanlar artık dürüst olun, dürüst olun ki gözümde bir zerre itibarınız kalsın... iyi-miş gibi yapmakla iyiliğin hakkını verebılıyor musunuz? bari bildiğiniz bir  şey olun ki bir şeyi de tam yapabılesiniz. eee nedemiş koray candemir. eğer bir hata yapıcaksan bari onu doğru yap..işte bu hikayede böle-miş..

5 Şubat 2011 Cumartesi

sheriff

pek sevgili ve saygılı blog yazarları.. dün yaptığım daha doğrusu yaptığımız bir mallıktan bahsetmek ıstıyorum. saat 17.00 da içmeye baslıyan gencler, yani bizler saat 11 de affedersınız eşşekler gibi sarhoştuk, hoş değilmiş. biralar, fındık shotlar, tekilalar, cin ler. oh anlatırken yoruldum işte diyeceğim o ki bu kadar erken ıcmeyin sonra 11 de maynum olursunuz, evin yolunu zor bulursunuz.. şimdi lütfen gidin beni başımın ağrısıyla başbaşa bırakın.

12 Ocak 2011 Çarşamba

kadınlar ve erkekler arasında 45 temel fark olduğunu biliyor muydunuz?



Ergenlik sivilcesi: Erkeklerin sivilce sorunu daha fazladır. Bu da daha çok testosteron hormonundan kaynaklanmaktadır. Bu hormon yağ bezlerini uyarır ve derideki gözeneklerin tıkanmasına, dolayısıyla da sivilceye neden olur.

Vücut kokusu: Erkeklerin vücut kokusu kadınlardan çok daha güçlüdür.

Saldırganlık: Erkekler kadınlardan daha saldırgan olup bedensel güç kullanımına daha eğilimlidirler. Bunun açıklaması da testosterona bağlanmaktadır. Buna karşılık kadınlar kelimelerle saldırır ve savaşırlar.

Spor: Spor konusunda erkekler kadınlardan daha hızlıdır ancak kadınlar daha dayanıklıdırlar.

Kan: Erkeklerde 4.5, kadınlarda 3.6 litre kan vardır. Erkek kanı daha koyu kıvamlıdır, bir damlasında 1 milyon kan hücresi vardır. Toplam olarak erkeklerde 1 santimetreküp kanda 5 milyon alyuvar vardır, bu da kadınlara kıyasla yüzde yirmi fazlalık demektir. Erkeklerin tansiyonu da kadınlardan yüksektir: 140/88. Bu değer kadınlarda 130/80'dir.

AIDS: Her dört AIDS hastasından sadece biri kadındır. Nedeni ise kadınların baskın olan X kromozomundan iki tane taşımasıdır. Çünkü bir sağlıklı, bir hasta gene sahip olsalar bile sağlıklı gen hasta gene baskın çıkar ve hasta değil taşıyıcı olurlar. Erkeklerde ise Y geni hastalıklı X genini baskılayamaz.

Yüzme yeteneği: Kadınlar derilerinin altındaki yağ tabakası nedeniyle daha iyi yüzerler.

Yaş dönümü: Kadınlar menopoz döneminde ateş basması, uykusuzluk, şişmanlama, gece terlemeleri ve vajina kuruluğu gibi belirtiler yaşarlar. Erkekler andropoz denen yaş döneminde hemen hemen hiçbir bedensel belirti yaşamazlar.

Vücut ısısı: Erkeklerin vücut ısısı kadınlardan daha yüksektir. Su: Erkek vücudunun yüzde 60-70'i sudan ibarettir. Kadın vücudundaki su oranı ise yüzde 50-60 arasındadır.

Cinsel organlar: Ana cinsel organlar erkekte vücudun dışında bulunur ve kolayca yaralanabilir. Kadında vücudun içine gizlenmiş olup korunmadadır.

İskelet: Erkeklerin omuzları daha geniş, kolları ve bacakları daha uzun, kemikleri daha ağır, eklemleri de daha büyüktür. Buna karşılık kadınların kalça kemikleri daha geniş, eklemleri daha esnektir.

Ses telleri: Kadınların ses telleri daha kısa olduğundan sesleri daha tizdir.

Vücudun ağırlık noktası: Omuz ve kalça iskeletleri farklı olduğundan, kadınların ağırlık noktası erkeklerinkinden daha aşağıdadır.

Duyu organları: Kadınların işitme ve koklama duyuları daha güçlüdür. Buna karşılık erkekler ışığa karşı daha hassastır. Erkek gözü ayrıntıları daha iyi seçer.

Enerji harcaması: Erkekler hareketsiz halde, vücudun metrekaresi başına ortalama 39,5 kalori yakarlar. Kadınlar ise 37 kalori. Erkeğin günlük kalori ihtiyacı 2700 kalori, kadınınki 2000 kaloridir.

Yağ: Erkeklerde kadınlarınkinin yarısı kadar yağ dokusu vardır. Kadınlarda yağ dokusu vücudun yüzde 27'sini oluştururken, bu değer erkeklerde yüzde 15'tir. Kadın vücudunda erkeklerden 3,5 kg daha fazla yağ vardır. Yağ, erkeklerde karın bölgesinde toplanırken kadınlarda daha çok kalça, baldır ve göbekte yoğunlaşır.

Hastalıklar: Erkekler hayatları boyunca kadınlardan ortalama 40 gün daha az hastalanırlar.

Dirsek: Kadınlar erkeklere kıyasla kollarını dirsekten 6 derece daha fazla açabilirler.

Kromozomlar: Erkek ve dişilerde toplam 46 kromozom vardır. Bunların yarısı babadan, yarısı anneden gelir. Bu 46 kromozomun içinden iki tane cinsiyet hormonu vardır ki; bu erkekte XY, kadında XX olarak bulunur.

Saçlar: Kadınların saçları daha sık ve daha dirençlidir. Saç kökleri iki milim daha derinde olduğu için erkeğinki kadar çabuk dökülmez.

Deri: Erkeklerin toplam 1,8 metrekare, kadınların 1,6 metrekare derileri vardır. Kadını derisi daha ince ve kuru, bu yüzden de daha hassastır. Erkekte ter bezleri ve deri altı yağ bezleri daha fazla olduğundan derisi yağlıdır ve daha çok terler.

Mastürbasyon: Erkeklerin yüzde 93'ü, kadınların yüzde 62'si kendini mastürbasyonla tatmin eder.

Akciğerler: Erkeklerin akciğerleri kadınlarınkinden yüzde 50 daha geniş hacme sahiptir.

Yemek: Aynı kilodaki kişilerden, erkekler kadınlardan daha çok yemek ihtiyacı duyarlar; çünkü metabolizmaları daha hızlıdır.

Antikorlar: Kadınlar daha çok antikor üretirler, bu yüzden de erkeklere kıyasla bakteri ve virüs hastalıklarına daha seyrek yakalanırlar.

Ağlamak: Kadınlar erkeklerden 5 kat fazla ağlarlar. Genellikle de saat 19.00-22.00 arası.

Beyin: Erkek beyni yüzde 14 daha ağırdır. Buna karşılık kadınlarda iki yarım küre arasındaki iletişim daha iyidir.

Dölleyebilme yeteneği: Erkekler ileri yaşa kadar, kadınlar ise menopoza (yaklaşık 50 yaş civarı) kadar dölleyebilme ve döllenebilme yeteneğine sahiptir. Erkeklerde sıcaklığın artışıyla dölleyebilme yeteneği azalır. Kadınların döllenmeye müsait oldukları en uygun olan oda sıcaklığı 17 derecedir.

Safrakesesi taşı: Kadınların yüzde 20'sinde, erkeklerin yüzde 8'inde safrakesesi taşı oluşur.

Kalp atışı: Erkeklerin kalbi daha büyüktür ve daha yavaş çarpar: Dakikada ortalama 72. Bu değer kadınlarda 80'dir.

Gelişme: Buluğ çağına kadar kızlar erkeklerden daha hızlı büyürler (10'a 8 oranında). Erkek çocuklar 14-15 yaşları arasında gelişmeye başlarlar ve 20 yaşına kadar bu büyüme gerçekleşebilir. Kız çocukları en hızlı 12-13 yaşları arasında gelişirken 17-18 yaşında bu gelişme durur.

Sıcaklık duyarlılığı: Kadınlar kalın yağ dokuları nedeniyle soğuğa daha dayanıklıdırlar.

Yaşlanmak: Erkekler kadınlardan daha hızlı yaşlanırlar. 55 yaşındaki bir kadın bedensel gücünün yüzde 90'ına sahiptir. Oysa aynı yaştaki bir erkek gücünün sadece yüzde 70'ine sahiptir. 35 yaşındaki bir erkeğin damar sistemi 50 yaşındaki bir kadınınkine eşdeğerdir. Buna karşılık kadında sadece cilt daha ince olduğundan çabuk yaşlanıp kırışır. Kadınlar yaşlanma olayını psikolojik olarak erkeklerden çok daha kolay kabullenirler.

Kaslar: Erkekler kadınlardan yüzde 50 oranında fazla kas gücüne sahiptir. Buluğ çağında erkeklerde kas hücrelerinin sayısı 20 misli, kadınlarda 10 misli artar. Erkekler kadınlardan üçte bir oranında daha güçlüdürler.

Buluğ: Erkekler buluğ çağını 10-15, kadınlar 9-14 yaşları arasında yaşarlar.

Yaşam süresi: Erkeklerin ortalama omrü 71,5 yıl, kadınların 78 yıldır.

Bacaklar: Erkeklerin bacakları daha uzun ve kaslıdır. Bu yüzden kadınlardan daha hızlı koşar, daha uzağa zıplarlar.

Vücut ölçüleri: Erkek ortalama 175 cm boyunda ve 73,5 kg ağırlığındadır. Göğüs çevresi 98,5cm , beli 80,4cm'dir. Kadın ortalama 160 cm boyunda olup 61,2 kg'dir. Göğüs çevresi 90,1; kalça genişliği 96,5 cm; beli 74,3 cm'dir.

Adem elması: Gırtlaktaki adem elması adlı çıkıntı sadece erkeklere hastır.

Solunum: Erkekler dakikada ortalama 16 kez soluk alıp verir. Kadınlar ise dakikada 20-22 kez soluk alıp verir. Her iki cinsin günde soludukları miktar ise aynı olup 12 bin litredir.

Cinsel organda tüylenme: Genital tüylenme, erkeklerde göbeğe kadar çıkarken kadınlarda göbeğin altında yatay bir çizgide biter.

*alıntıdır.

6 Ocak 2011 Perşembe

yine ben genc.

işte geldim burdayım.ben bu işte ustayım! yeni bir blog, yeni bir hayat... tehlıkelıyım yanaşmayın.